16 Kasım günü Kadıköy’e tırmanış salonunda biraz vakit geçirmeye gitmiştim. O gün üzgündüm, hem de çok, çünkü Patrick Edlinger’in ölümününün yıl dönümüydü. Sohbet esnasında sözü ona getirdiğimde farkettim ki, bir tek ben biliyormuşum… Bu beni daha da üzmüştü. Bakın bir iki dakikalık serbest çağrışım ne gibi şeyleri şeyleri döküyor ortaya: Calanques, Gorges du Verdon, Céüse, Arco, Le Blonde, Adonis, Opéra Vertical, yaşam parmaklarının ucunda, çok stilize, ve zarif, ölçüsüz bir Fransız aksanı, biçimden ödün vermeksizin tırmanışın sınırlarını yukarı taşımak, bir kaya tırmanışı rock yıldızı, başka bir dünyanın insanı, pembe tayt, kısa kesim şort, saç bandı, serbest solo, azat, bağ kurmak, kucaklamak, sıcak bir kucaklama, kayıp, Berhault’nun kaybı, kırık bir kalp, gözden düşmek, merdivenden düşmek, merdiven boşluğu, boşluk, uykusuzluk, kafanın açma kapama düğmesi var mıdır? Tezat, bir tırmanış tanrısının ölümü, Pruess, kırk yaşlarındaki bir Avrupalıya sorun, gözlerini kapatsın ve tırmanış denince aklına kim geliyor söylesin: Edlinger…
Edlinger’nin varoluş sebebi tırmanmaktı. Normalde blogda video paylaşmak adetim değildir, fakat bunu gönül rahatlığıyla ekliyorum: 2009 Trento dağ filmleri festivalinden Patrick Edlinger ile yapılan bir röportaj:
Şimdi söyleyin, eskilerin samimiyetini, rahatlığını ve özgünlüğünü günümüz tırmanıcılarında görebiliyor musunuz?
YAZINIZI BEĞENİYLE OKUDUM.dOST SELAMLAR.
Teşekkür ederim. Dağdelisinden de selamlar!