Son bir ayda iki kez Aladağlara gittim. Her vadisi bambaşka karaktere sahip dağ sırasında insana bir ömür boyunca yetecek kadar farklı manzara ve tecrübeler bekliyor. İlk defa Aladağları gördüğüm zamanı hatırlıyorum da, Niğde’den Çamardı’na doğru yaklaşırken Demirkazık ve uydularının görkemli pozunu, derin kanyonların davetkar gizemini… İlk gidişimden beri neredeyse onbeş yıl geçmesine rağmen heyecanımdan hiçbir şey kaybetmediğimi duyumsamaktan mutlu oluyorum. Aranızda oraları görmemiş kimseler varsa lütfen bir yolunu bulun ve bu sarp coğrafyanın misafiri olun.
Son bir ayda yaptığım yolculuklarımdan hoşuma giden dört tane kareyi paylaşmak istiyorum.
- Alaca (3,588 m) dağı ve kuzeyindeli geniş buzul çanağı.
- Alaca Kuzey çanağında bir taş ve sakinleri. böceklerin kış uykusuna “diapoz” deniyor. Uğurböcekleri soğuk havalarda kalabalık gruplar halinde diapoza girerler. Çünkü vücut sıcaklıklarını ancak dışarıdan gelen ısı ile korur ve kontrol edebiliyorlar. Birbirine yumulan bu böcekler dağlık arazide o kadar kalabalıklaşabilir(miş) ki bunları kovayla toplamak mümkün olur(muş). Zaten hareket edecek mecalleri bile olmaz(mış).
- Sıyırma vadisinden güneye bakış. Soldan sağa: Güzeller, Lahitkaya, Kaldı, Güvercinlik kulesi, isimsiz vadi, muhtelif sırtlar
- Kaldı zirvesinden Güney ve Doğu yönüne bakış.
You must be logged in to post a comment.