Ogre, peri masallarındaki dev anlamına gelir. Bu çirkin, iri yarı, kaba ve insanları gördüğünde iştahı kabaran yaratık birkaç dağa da, çirkin ve kaba sıfatlarını çıkartırsak, aynı masalsı özelliklerinden dolayı isim olarak verilmiş. Bunlardan ilki Bern Alperlerindeki meşhur Eiger (3970 m). Diğer bir ogre ise Karakorum dağlarında, Biafo buzulunun kuzey doğusunda kalan bölgede Latok sivrilerinin yanında yer alıyor. Conway, 1892 dünyanın ilk Himalaya (aslında Karakorum) dağcılık ekspedisyonu esnasında, Biafo buzulu civarından geçerken bu ismi vermiş dev kaya kulesine (1, p.386). Fakat o ogre “Conway’in ogresi” olarak kalmış. Yerel dildeki adı Uzum Brakk (6422 m); brakk dağ demek; Uzum ise muhtemelen uzun. Diğer Ogre’ler Uzum Brakk buzulunun karşı tarafında yer alıyorlar [2, sırt ve morfoloji krokisi.] ve yüksek olanının yereal adı Baintha Brakk (yani Ogre I). Bildiğim kadarıyla Uzum Brakkın henüz çıkışı yok, fakat Baintha Brakk’ın var hem de üç tane.
Alpinist #30’un dağ profilinde Conrad Anker ve Katie Ives imzalı “Latoklar: Haritadaki boşluklar” makalesi yer almıştı [3]. Bu inceleme hakikaten çok değerli bilgileri bir araya getiriyor ve Eric Shipton ve Bill Tilman’ın modern ekstrem dağcılık miraslarına da bol bol referans verir nitelikte -işte Latoklar ve Ogreler de bunlardan. Kendilerinden sonra gelen nesle aktardıkları, fotoğraflarla destekledikleri yazıları ve haritalarıyla, gitgide 6000 metrenin üzerinde çok zor teknik tırmanışa yönelen uçtaki alpinizme de ilham kaynağı olmuşlardı (Eric E. Shipton’ı andığım şu yazıma bir gözatabilirsiniz). Latok grubundaki dağlara (I’den V’e kadar) ve Ogre’lere (I ve II) çıkmak için kolay hiçbir yol yok. O yüzden buralarda yapılan çıkışlar daima dağcılık camiasında büyük heyecan ile karşılanıyor. Doug Scott ve Chris Bonington’un 1977 yılında yaptıkları efsanevi Ogre (7285 m) ilk çıkışını duymamışsanız bu linke bir göz atın derim. İniş esnasında Scott’un her iki ayak bileği de kırılıyor, Bonington’un ise kaburgaları. Bir de zatürreye yakalanıyor Bonington. Bu durumdan kurtulmaları sekiz günlük bir mücadelenin sonunda ve kendilerini onlara yardımcı olmak için canla başla çalışan destek ekip ve köylülerin sayesinde. Bu linkte Ogre I ve II’nin neye benzediğine bakabilirsiniz. Bu güne kadar Ogre’ye üç ekip çıkabildi. Demin ilkinden bahsettim. İkinici çıkış, 2001’de Thomas Huber ve ekibi tarafından ilk çıkışın tekrarı olarak gerçekleştirildi. Son tırmanış ise geçen yaz iki gencecik Amerikalı tarafından yapıldı benim etik sebeplerden dolayı tam bir başarı olarak görmediğim çıkış, ki bu sene Alper’in deyimiyle kızılay tarafından dağıtılan Piolet d’Or ödülüne layık görüldü (2012 yılı dağcılıkta öne çıkan haberler arasında bu tırmanışı da tanıtmıştım: 2012).
Anker ve Ives diyorlar ki: Haritadaki boşluklar gitgide yok olurken, Shipton bildiğimiz silsilelerin kenarlarında köşelerinde, bilinmeyen zirvelerin daima olacağını fark ediyor. Çıkılmış hatların arasında her zaman keşfedilecek yeni hatlar ve dağlar…
Kaynaklar
[1] Conway, William Martin Sir. (1894). Climbing and exploration in the Karakoram – Himalayas, tam metin: http://archive.org/details/climbingandexpl00mccogoog
[2] Saunders, Tony. (1981). American Alpine Journal. British Conway’s Ogre expedition (1980). tam metin: http://www.alpinejournal.org.uk/Contents/Contents_1981_files/AJ%201981%20191-197%20Saunders%20UBrakk.pdf
[3] Anker, Conrad ve Ives, Katie (2010). The Latoks: Blanks on the Map. Alpinist, n. 30.
“Bu çirkin, iri yarı, kaba ve insanları gördüğünde iştahı kabaran yaratık birkaç dağa da, çirkin ve kaba sıfatlarını çıkartırsak, aynı masalsı özelliklerinden dolayı isim olarak verilmiş. ” hmm kendime referans verirsem: “Binlerce yıldır durduğu yerde durmasına karşın geçtiğimiz yüzyılda katil diye anılmaya başlayan Eiger kuzey yüzü” 😛 http://tirmanis.org/alpinizm/genel/birfilmthebeckoningsilence.html
eline sağlık dağdelisi.. alpinistin o sayısını da öyle merak ettim ki..
Evet 😛
Fakat şu da bir gerçek ki, özellikle Avrupa köylüsü için dağlar Aydınlanma çağına kadar bir kasvet ögesiydi. Şu M.H. Nicolson’un “Mountain gloom, mountain glory” kitabını bir alabilsem ne iyi olacak!