Sevan Nişanyan’ın çağdaş Türkçe’nin etimoloji sözlüğünü seviyorum çok (Bir de Elifin öküzü ya da sürprüzler kitabı vardı yazarın. O da okuması çok zevkli bir kitaptı, şiddetle tavsiye ederim). Bu sabah bir kaç kelimenin kökenine bakalım derken, birden bire hiç akla gelmeyen kelimeleri de araştırıyor buldum kendimi. Bir kaç hoş şeye rastladım, paylaşayım istedim.
Güney: Bu ilk kelimenin kökünü tahmin etmek kolay ama yine de nakledeyim. Türkiye Türkçesindeki anlamı dağın güneş alan tarafı. En erken rastlanan yazım örneği 1797’den kalmaymış
Kuzey: Yazılı kaynaklarda en erken 1797’de rastlanan bu kelime Türkçe kuz kökünden, yani güneş almayan yer, gölge, dağın gölgeli yanı kökünden türeyerek gelmiş. Göçebe atalarımızın çadır merkezli koordinat sistemini kullanmış olma ihtimali bile heyecanımı azaltmayacak.
Doruk: Kökeni 8. yy öncesine gidiyor ve muhtemelen yükseklik anlamındaki Moğolca sözcük torug/turug‘dan alınmış.
Tepe : İlk kez Orhun yazıtlarında tastlanmış olan töpü kelimesi yükselti, tepe anlamına geliyor. Zaman içinde ses evrimi ile tepeye dönüşmüş.
Buz kelimesinin de kökü hayli ilginç. Buz tek hece, kökü nasıl olabilir demeyin; bu bağlantıdan bir bakın.
ben de nişanyan’ın hazırladığı etimolojik sözlüğü çok seviyor ve yararlı buluyorum. sözlüğün varlığından haberdar ve kullanan başka insanları görünce de ayrı bir mutlu oluyorum 🙂
keyifli bir paylaşım olmuş. nişanyan’ın kelimebaz kitabını okumuştum, orada da sözcüklerin kökenini hikayelerle anlatıyordu. okuyalı oldu ama keyif aldığımı hatırlıyorum.